Powered By Blogger

7 Mart 2009 Cumartesi

- KARA ÇOCUK-



Keyfimize keder damlamış
Yaralı bir ceylan öyküsüdür çığlıklar
İhanetin suyunu içerken bile aklımdaydın da ne oldu
Aydınlıklara giden yolumuzda
Birkaç şarap mantarından başka
Karanlıklardamı seçidi yüzüm
Göğsümüzü bu dünyanın mavi denizine kaptırmışken
Zatürresinemi kapıldık
Kapı aralığından esen rüzgarın

Tez yazdın yazgımızı yani
Dar kuyulara hapis
Merhaba dedik rutubetlere uyanan bir şafağa
Ne zaman bir aşk düşünse
Bu kara çocuk

Ekmeği çalınmış gibi gırtlağından
Karbonmonoksit verip yalnızlık çekti içine
Ne vardı yani
Bir martı kontenjanı kadar
Yeri olsaydı bu çöplüklerde
Davacı gönlün postu cıktı da ne oldu
Yarin kara kaşıyla sırdaş
Ve esmer kokan tenine dokunmadan geçen ömrün
Ölüme giden yolunda
Bir avuç topraktan başka
Seceresindemi doğdurdular sözlerimi ayrılıkların
Sırtımızı kandan duvarlara dayamışken
Soğuk algınlığındamı hayat buldu öksürüklerim
Bu acayip hikayemizin

Tez yazdın yazgımızı yani
Dar kuyulara hapis
Merhaba dedik rutubetlere uyanan bir şafağa
Ne zaman bir aşk düşünse
Bu kara çocuk

Akşamına misafir olur bir duble rakı
İçinde kaleler inşa etmiş zavallı düşlere
Eskimiş hırka
Ve yılgınlıklarıyla ortak büyür yaşama sevinci
Bu başıboş sevda meydanında
Ne vardı yani
Her sabah gözümüzü
Nurtopu gibi bir acıya açarken
Tek celsede verselerdi aşkını bana
Dalgalarında boğuldumda ne oldu yani
Kıyılarına çalılarla ismini yazma isteğiyle
Genizde duran kuru bir hasretten ayrı
Yaşattım seni
Duyda yine inanma
Ey gidi sancıların nöbet güzeli

Tez yazdın yazgımızı yani
Dar kuyulara hapis
Merhaba dedik rutubetlere uyanan bir şafağa
Ne zaman bir aşk düşünse
Bu kara çocuk

Bütün zamanların içinden
Çekip en sevdiğin anları
Zorla yerleştirirken
En masum sevincimi içine
Saatleri gülüşlerinle dondurdum da ne oldu
Yalnızlığın yatağında
Salya sümükten gayrı
Gülün dikenindemi kanadı gecelerim
Ömrümü güzel güneşli günlerine adamışken
Erken kışlara alıştırdın beni yar
Baharına hasret
Bir yağmur damlasının üstünde
Açılma özlemiyle seninle gökyüzüne
Tuş oldu gönül
Çatlamış toprakların üsütünde
Açıldımı kabukları yaramızın
Bir düşün hele

Tez yazdın yazgımızı yani
Dar kuyulara hapis
Merhaba dedik rutubetlere uyanan bir şafağa
Ne zaman bir aşk düşünse
Bu kara çocuk

Ne zaman bir aşk düşünse...

ERHAN YİĞİT KIRIKCI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

damlalardan nasibini alanlar yorumladı...